40 Bilgi
Sarımsak

Sarımsak

Türkiye genelinde sarmısak, sarmusak ve sarımsak olarak telaffuz edilen bu bitkinin TDK’ya göre doğru yazılışı ve okunuşu sarımsaktır.

Soğan ve pırasayla akraba olan bitkinin anavatanı büyük olasılıkla Orta Asya’nın bozkırlarıdır.

Sarımsağın tarihçesi günümüzden 7.000 yıl öncesine dayanmaktadır.

Piramitlerin inşasında çok kötü şartlarda çalışan insan topluluklarına, işçilerin sağlıklarını korumak için Mısırlı doktorların sarımsak, soğan ve turp verdiği bilinmektedir.

Çinliler sarımsağı güçsüzlük, yorgunluk, enfeksiyon ve tümör tedavisinde kullanmaktaydılar.

Hindistan’da sarımsakla yapılan enfeksyonu önleyici bir sıvı karışımı (mikstur), yara ve çıbanların tedavisinde kullanılmaktaydı.

Eski Yunanlılar sarımsak ve soğan yiyenlerin kokusu nedeniyle toplantılara girmelerini yasaklamışlardır.

Eski Yunanlılar, ilk olimpiyatlarda atletlere uyarıcı olarak sarımsak verirlerdi.

Sus’taki Pers sarayında günde yaklaşık 26 kilo sarımsak, 13 kilo spğan yeniliyormuş.

Sarımsağın dünyada 800’e yakın akrabası yetişmektedir.

Eğer insanın genetik olarak bir bağlılığı yoksa sarımsak, kolestrol oranını %30 kadar düşürmektedir. Ayrıca alyuvarların damarlarda birbirine yapışmasını önlemektedir.

Olgunlaşmış sarımsağın dış kabuğu ince, dişleri belirli ve diridir.

Sarımsak, dünya mutfaklarının en önemli ve yaygın kullanılan baharatlarından biridir.

Çin’de yemeklerden önce iştah açıcı olarak salatalık, sirke, susam yağı ve sarımsakla hazırlanan bir nevi salata aperatif olarak servis edilir. 

Sarımsak ve soğan; evde beslediğimiz kedi,köpek ve kuşlar için zehirdir.

Sarımsak sıvıyağda 2 saatten daha uzun süre bekletilirse botulism adlı bir zehir üretmeye başlar. Bu nedenle içinde sıvıyağ ve sarımsak olan soslar hazırlandıktan sonra 2 saat içinde tüketilmelidir.